27 Şubat 2024
AB SKDM Özelinde Sektör Bilgilendirme Semineri Düzenlendi
Seminerde SKDM’nin iş dünyası üzerindeki potansiyel etkileri ele alındı ve şirketlerin uyum sürecinde karşılaşabilecekleri zorluklara yönelik detaylı bilgiler paylaşıldı.
Avrupa Birliği’nin (AB) iklim politikalarının önemli bir bileşeni olan Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) geçiş dönemi uygulaması, 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren hayata geçirildi.
2026’da başlayacak olan ana uygulama dönemi öncesinde SKDM’nin uygulama güçlüklerine karşı şirketleri bilgilendirmek amacıyla İstanbul Sanayi Odası (İSO), Ticaret Bakanlığı iş birliği ile SKDM Uyum Rehberleri çalışmasını başlattı. SKDM’nin etkilerinin azaltılmasına yönelik çalışmalara dikkat çekmek amacıyla Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda düzenlenen AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) Özel Sektör Bilgilendirme Semineri’nde, SKDM’nin iş dünyası üzerindeki olası etkileri ele alınarak, şirketlerin bu yeni düzenlemeye nasıl uyum sağlayabilecekleri konusunda detaylı bilgiler paylaşıldı.
Seminerin açılış konuşmalarını Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan ve Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez gerçekleştirdi.
Seminerde İSO da Rever Akademi iş birliğiyle “AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Geçiş Dönemi Raporlama Yükümlülükleri: Üreticilerimizden Talep Edilen Verinin Temininde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
SKDM’den En Çok AB’ye İhracatı Yüksek Ülkeler Etkilenecek
Seminerin açılışında konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, SKDM gibi uygulamaların günden güne yaygınlaştığına dikkat çekerek “AB son dönemde ekonomik büyüme politikalarının merkezine iklim değişikliğiyle mücadeleyi aldı ve Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında uluslararası ticarette ciddi etkileri olacak bir dönüşüm sürecini başlattı. Ancak bu gibi düzenlemelerin AB ile sınırlı kalmadığını görüyoruz. Örneğin Birleşik Krallık da benzer bir düzenlemeyi 2027 yılında hayata geçirmeyi planlıyor. Temel olarak iklim değişikliğiyle mücadele, uluslararası ticaret sistemini dönüştürmeye başladı. Bu süreçte Türkiye’nin rakiplerinden pozitif ayrışarak bu düzenlemelerin getireceği riskleri ve fırsatları iyi değerlendirmesi gerekiyor” dedi.
Türkiye 2030’a Kadar 100 Milyon Ton Karbondioksit Salımını Azaltacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan ise Türkiye’nin iklim hedefleri doğrultusunda kararlılıkla ilerlediğini belirterek “2030 yılına kadar kamu ve özel sektör tarafında toplam 20 milyar dolarlık bir yatırım hedefliyoruz. Yine 2030’a kadar kümülatif olarak 37,1 milyon ton petrol eşdeğerinde enerji tasarrufu ve 100 milyon ton karbondioksit salımının azaltılması da diğer hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.
Demircan, “2053 Net Sıfır İklim Hedeflerimiz doğrultusunda enerji arz güvenliğini sağlamak ve dışa bağımlılığı azaltmak için çevreye duyarlı, sürdürülebilir, yerli ve milli enerji kaynaklarını önceliklendirerek hareket etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Yeşil Dönüşümde Öne Çıkan Teknolojileri Üretmesi Önem Taşıyor
Seminerde söz alan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, yeşil dönüşümün iş dünyası üzerindeki etkilerine değindi. Dönmez, “Sanayi tarafında istihdam konusunda bazı soru işaretleri olduğunu görüyoruz. Özellikle yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyle bağlantılı olarak istihdamda azalma yaşanacağına dair bir görüş var. Ancak gerçek, bunun tam tersi. Bu süreçte iş gücü piyasasında yeni imkânlar oluşacak. Sanayicilerimizle birlikte bunun üzerinde durmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde yerli üretimin önemine değinen Dönmez, “Yeşil dönüşümü, karbon azaltımını sağlayalım derken teknolojik ürünlerin kullanıcısı olmaktan öteye geçmemiz lazım. Bazı ürünlerin Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini Türkiye’de gerçekleştirmemiz büyük önem taşıyor. Gerek kendi merkezlerinde gerek Teknopark merkezlerinde yeşil dönüşüme dair neler yapılacağına dair çalışılması çok önemli. Bu teknolojilerin üretimini, dolayısıyla da bu süreçte ortaya çıkacak fırsatları ıskalamamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.