Çelik İhracatçıları Birliği 2023 Hedeflerini ve Yol Haritasını Duyurdu
01 Şubat 2023

Çelik İhracatçıları Birliği 2023 Hedeflerini ve Yol Haritasını Duyurdu

2022 yılını korumacılık önlemleri ile mücadele ve artan enerji maliyetlerinin baskısıyla geçiren çelik sektörü, 2022'yi ihracatta miktar bazında yüzde 17,7 azalışla 19,6 milyon ton, değerde ise yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar ile kapattı. 

Türk çelik sanayinde enerjinin toplam maliyet içindeki payının oldukça yüksek olduğunu, bunun da Türk çelik sektörünün küresel pazarda diğer büyük üreticilerle rekabet edebilme gücünü giderek azalttığını belirten Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, enflasyondaki gerileme öngörüsü, küresel çelik talebindeki beklenen artış, enerji ve enerji verimliliği yatırımları gibi etmenlerle 2023 yılının ikinci yarısı itibariyle küresel çelik sektöründe toparlanmanın başlayacağını, bu durumun Türk çelik sektörünün ihracatını da 2022 yılına kıyasla olumlu yönde etkilemesini beklediklerini vurguladı.

Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) 2023 ihracat hedefini ve yol haritasını duyurdu. Dünyanın en önemli çelik oyuncularından Türkiye, 2021 yılında çelik ihracatını rekor kırarak; miktarda yüzde 17,8, değerde ise yüzde 77,4 artırmıştı. 2022 yılının ilk altı ayında yukarı yönlü olan ihracat, ikinci yarı itibariyle yaşanan küresel gelişmeler nedeniyle düşüşe geçti. Türkiye'nin 2022 yılı çelik ihracatı miktarda yüzde 17,7 azalışla 19,6 milyon ton, değerde ise yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatını düşüşle kapatan sektörde üretim ve kapasite kullanımı da geriledi. 2022 yılında Türkiye'nin çelik üretimi yüzde 12,9 gerileyerek 35,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

2022 yılında Türkiye'nin genel ihracatında değerde yüzde 12,9 artış yaşandı. Bir önceki sene ülke ihracatına en çok katkı sağlayan üçüncü sektör olan çelik sanayi, rekabet gücünün azalması nedeniyle performansında düşüş yaşadı ve Türkiye ihracat sıralamasında dördüncülüğe geriledi. 2022 yılında Türkiye'nin ihracat sektör sıralamasında; kimya, otomotiv, hazır giyim, çelik ve elektroniğin dahil olduğu ilk beş sanayiden yalnızca çeliğin ihracatı düştü.

Türkiye çelik sanayisi sene boyunca korumacılık önlemleri ile mücadele etmeye devam ederken, ihracatını etkileyen diğer sorunlarla da baş etmeye çalıştı. Sektör, önemli rakiplerinden Rusya ve Ukrayna'nın savaş sebebi ile çekildiği pazarlarda oluşan boşluğu gidermeye yönelik çalışmalarını 2022 yılında sürdürürken, küresel resesyon, enflasyondaki artıştan ise olumsuz yönde etkilendi.

Çelikte Dampingli İthalata Önlem Talebi
Önemli pazarlar olan, ABD ve Avrupa'daki çelik talebinin daralmasının üretim kısıntısına ve kapasite kapatmaya yol açtığını belirten ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, enerji krizi ve talepte yavaşlamanın devam ettiği sürece 2023 yılında büyümeden çok, mevcudu korumaya odaklanacaklarını belirtti.

Korumacılık önlemlerinin ve enerji fiyatlarındaki artışların maliyetleri yüksek seviyelere çıkardığını belirten ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, "Rakiplerimizden Rusya ve Ukrayna arasında meydana gelen savaş nedeniyle bu ülkelerin çelik ticaretlerini durdurmaları ilk başta Türk çelik sektörümüzün lehine bir gelişme olmuştu. ABD ile Avrupa Birliği başta olmak üzere çok sayıda ülkenin Rusya'ya ambargo koyması da sektörümüz için avantajlı görünmekteydi. Nitekim başlangıçta Türkiye'nin çelik ihracatında artış yaşandı. Ancak Rus çelik sektörü ambargo yedikleri birçok pazara ihracat yapma imkanlarını yitirdiklerinden ürünlerini fiyat düşürerek ülkemize satmaya başladı. Bu durum iç pazarımızdaki dengeleri de değiştirdi. Bunun dışında Çin, Hindistan, İran gibi ülkeler de dampingli fiyatlarla ülkemize satış yapmaya devam etti. Türk çelik sektörünün temsilcileri olarak dampingli ithalatın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istemekteyiz." ifadelerini kullandı.

Türk Çelik Sektörü AB’deki Önemli Rakiplerinden Daha Pahalıya Elektrik Tüketiyor
ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Aslan, savaş öncesinde Avrupa Birliği'ndeki elektrik fiyatları Türkiye'den daha yüksek iken, 2023 yılının ilk çeyreğinde geçerli olacak şekilde açıklanan teşvik paketleri ile bugün AB'deki önemli rakiplerine kıyasla en yüksek fiyattan elektriği kullanan ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.

Aslan, "Savaş başlamadan önceki 18 Ocak 2022 tarihinde Almanya'da Megawatt saat (MWh) başına 236 Euro, Fransa'da 245 Euro, Belçika'da 240 Euro, İspanya'da 223 Euro olan elektrik fiyatları; 30 Haziran 2022 tarihinde savaş sonrası artan enerji fiyatlarını takiben Almanya'da 325 Euro, Fransa'da 362 Euro, Belçika 248 Euro ve İspanya'da 145 Euro seviyelerinde yer aldı.

2023 yılı itibariyle ülkeler bazında farklılık gösteren teşvik sistemlerinin aktif olması ile 01-24 Ocak 2023 tarihleri arasında Almanya'da Megawatt saat (MWh) başına elektrik fiyatı 111 Euro'ya, Fransa'da 123 Euro'ya, Belçika'da 122 Euro’ya, İspanya’da 66 Euro'ya kadar geriledi. Böylece İspanya, Avrupa bölgesinde en ucuz elektrik kullanan ülke oldu.

Türkiye'de ise 01-24.01.2022 tarihleri arasında ortalama Megawatt saat (MWh) başına elektrik fiyatı 75 Euro'dan 01-24.01.2023 tarihleri arasında 168 Euro'ya çıktı. Enerjinin toplam maliyet içindeki payı yükselmeye devam ediyor. Bu durum Türk çelik sektörünün küresel pazarda diğer büyük ihracatçılarla rekabet edebilme imkanını giderek azaltıyor.” bilgisini paylaştı.

İhracatta İkinci Yarı Artış Beklentisi
2023 yılının Ocak-Şubat aylarında ihracatta azalışın devam edeceğini belirten Aslan sözlerini şöyle sürdürdü; “İç piyasada ise; inşaat sektörüne yönelik açıklanan destek paketleri, sanayi üretiminde beklenen artış gibi etmenler neticesinde Türkiye çelik tüketiminin ilk çeyrek itibariyle artabileceğini ön görüyoruz. Enflasyondaki gerileme öngörüsü, küresel çelik talebindeki beklenen artış, enerji ve enerji verimliliği yatırımları gibi etmenlerle 2023 yılının ikinci yarısı itibariyle küresel çelik sektöründe toparlanmanın başlayacağını öngörüyoruz.

Bu durumun Türk çelik sektörünün ihracatının da 2022 yılına kıyasla olumlu yönde etkilemesini bekliyoruz. Türk çelik sektörünün önceliği her zaman iç piyasanın ihtiyacını gidermektir. Türk çelik sanayisinde kayıplar yaşanmasının imalat sanayimizin diğer kollarını da olumsuz etkileyeceği unutulmamalı. Bu sebeple öncelikle yerli çelik sanayisinin korunmasının ve güçlendirilmesinin temel alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü çeliği içeride üretemedikten sonra yerli imalat sanayinden de bahsetmek oldukça güç olacaktır. Türkiye'nin ihracatını daha da yukarılara taşımak için ülke sanayisinin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz."