İklim krizinin etkilerini artırmasıyla kendini gösteren
kuraklık, Panama Kanalı’ndaki gemi trafiğini yavaşlatıyor.
Panama Kanalı, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 6’sının gerçekleştiği en büyük su yollarından biri olarak küresel ticaretin ana arterlerinden birini oluşturuyor. Kuzey ve Güney Amerika sınırlarında bulunan kanal, Atlantik Okyanusu’nu Pasifik Okyanusu ile birleştirerek nakliye şirketlerine başta gıda malzemeleri olmak üzere, ürünlerini dünyanın diğer bölgelerine taşıma imkânı sağlıyor. Ancak Panama Kanalı bugünlerde tarihindeki en düşük su seviyelerine tanıklık ediyor. Bölgedeki aşırı kuraklık, tahıl ve diğer ürünlerin ihracatını ciddi şekilde geciktirerek sosyal, ekonomik ve siyasi sonuçlara yol açıyor.
Kuraklık kaynaklı yaşanan aksaklık nedeniyle kanaldan her gün geçen gemi sayısı 38’den 32’ye düşürüldü. Kısıtlama tedbirlerinden önce geçiş için bekleyen günlük gemi sayısı 90 iken, uygulama sonrasında bu sayı günde ortalama 140-200 gemiye yükseldi ve normalde ortalama 3-5 gün süren bekleme süresi 11-19 güne kadar çıktı. Kanaldaki su seviyesinin düzenlenmesi için geçiş kısıtlamasının 2024 yılı boyunca devam etmesi planlanıyor.
Panama Kanalı’na alternatif olarak ise Cape Horn ve Macellan Boğazı rotası ön plana çıkıyor. Ancak bu rota ekstra 10.000 deniz mili yol alınması anlamına geliyor ve gemilerin yakıt tüketimleri ile seyir sürelerini artırıyor. Bu durum, gemilerin Zaman Kiralama Eşdeğerinin (Time Charter Equivalent, TCD) ve nihayetinde sera gazı emisyonlarının artmasına neden oluyor.
Uzmanlar yaşanan aşırı kuraklığı iklim krizi kaynaklı El Niño hava olayına bağlıyor. Hava tahminleri yağış miktarında azalmayı gösterdiğinden kanalın sorunlarının yakın zamanda hafiflemesi de beklenmiyor.
Ayrıca uzmanlar, önümüzdeki yıl daha kurak bir dönem yaşanmasının muhtemel olduğunu, Panama’da ortalamanın üstünde seyreden sıcaklıkların buharlaşmayı artırabileceğini ve Nisan ayına kadar su seviyelerinin rekor seviyede düşebileceğini belirtiyor.
Geçtiğimiz yıl Avrupa ülkeleri de benzer zorluklarla karşı karşıya kalmış, iklim krizi nedeniyle kanallardaki su seviyelerinin düşmesi küresel ticareti aksatmış ve dünya ekonomilerini olumsuz yönde etkilemişti.
Benzer şekilde, rekor seviyede seyreden yüksek sıcaklıklar nedeniyle Ren Nehri gibi önemli bir su yolunun geçilemez hale gelmesi Avrupa’nın ve özellikle Almanya’nın ekonomik dengesini olumsuz yönde etkilemişti.
İtalya’da ise Po Nehri, 2022’nin Mayıs ayında bölgedeki yüksek sıcaklıklar ve uzun süreli yağışsızlık nedeniyle aşırı kuraklık yaşamış ve bu durum ülkenin ana sanayi ve tarım alanlarını olumsuz etkileyerek ciddi sonuçlar doğurmuştu.