“Türkiye'nin Hidrojen Kaynakları Avrupa’nın İhtiyacını Giderebilecek Kapasitede”
22 Nisan 2022

“Türkiye'nin Hidrojen Kaynakları Avrupa’nın İhtiyacını Giderebilecek Kapasitede”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ı makamında ağırladı.

“İkili görüşme” sonrası Kurum ve Timmersman, heyetleriyle birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında düzenlenen AB Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısına katıldı.

Yaklaşık bir saat süren ikili görüşmenin ardından Murat Kurum ve Frans Timmermans toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundular.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, AB Yüksek Düzeyli İş Birliği Toplantısı için Türkiye’de bulunduğunu belirterek, çalışmaların umut verici bir noktada olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede karbonsuzlaştırma çabalarını ve taahhütleri olduğunu belirten Timmersman, Türkiye’nin bütün taahhütlerine ve attıkları bütün adımlara memnuniyetle yaklaştıklarını söyledi.

“Avrupa'nın 5’inci dünyanın 12’nci ülkesi konumundayız”
Türkiye’nin dünyayı en az kirleten ülkelerden biri olmasına rağmen emisyon azaltım noktasında çok ciddi potansiyele sahip bir ülke olduğunun altını çizen Bakan Kurum, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Biz gelişmekte olan bir ülke olarak yeşil kalkınma sürecini, döngüsel ekonomi sürecini bir fırsat olarak görüyoruz. Sürece liderlik eden ülke olmak istiyoruz. Yapacağımız iklim kanunu ile 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda adımlarımızı atacağız. Sektörlerimize finansal desteklerin de içinde olduğu, yine emisyon ticaret sistemi ile karbon fiyatlandırma sistemiyle de kirletenin ödediği, az kirletenin ödüllendirildiği bir süreci yürütüyor olacağız. Şu an yenilenebilir enerjiye baktığınızda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız bu konuda hassas bir süreç yürütüyor ve Avrupa'nın 5’inci dünyanın 12’nci ülkesi konumundayız ve enerjide toplam kurulu gücümüzün yüzde 54'ünü de yenilenebilir enerjiden karşılayan bir ülkeyiz.”

“Rusya-Ukrayna krizi gösterdi ki, kendi kendine yetebilen ülke olmanız gerekiyor”
Avrupa Birliği'nin hayata geçirmek istediği REPowerEU projesi ile enerji arzında Türkiye ile benzer bir yaklaşım içerisinde olduğunu ifade eden Bakan Murat Kurum, “Özellikle Rusya-Ukrayna krizi tüm dünyaya göstermiştir ki kendi kendinize her alanda yetebilen ülke olmanız gerekiyor. Tüm ülkelerin kendi enerjilerini kendilerinin karşılayabileceği bir bağımsızlığa sahip olması gerekiyor. Bu nedenledir ki biz de yenilenebilir enerjide yatırımlarımızı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın 2053 vizyonu çerçevesinde koymuş olduğu hedefler doğrultusunda atacağız.” şeklinde konuştu.

“Hidrojen ile ilgili iş birliğini artırma noktasında verimli bir görüşme oldu”
“Hidrojen ile ilgili iş birliği çok çok önemli bir konu.” diyen Bakan Murat Kurum, hidrojen ile ilgili iş birliğini artırma noktasında Timmermans'la oldukça verimli bir görüşme yaptıklarını kaydederek şunları söyledi:

“Avrupa’nın yeşil hidrojen kaynağı Türkiye olabilir ve bu noktada Avrupa Birliği ile ortak bir çalışma yürütebileceğimizi kendilerine ifade ettik. Tabii 2053 net sıfır emisyon yine yeşil kalkınma planı çerçevesinde döngüsel ekonomi anlayışı ile Avrupa birliği ile de yeşil mutabakatla uyumlu bir şekilde sürecimizi yürüteceğiz.

Basın açıklamasının soru cevap bölümünde Türkiye'nin özellikle Karadeniz’de zengin hidrojen sülfür yataklarının bulunduğu, hidrojen sülfürün kullanımı ile ilgili bir teknoloji anlaşması için Avrupa ile çalışma yapılıp yapılmadığı sorusu yöneltildi.

“Diğer alanlarda da hidrojen çok önemli olacak”
Hidrojen kullanımının çok önemli olduğunu, dolayısıyla Avrupa ülkelerinin Akdeniz Havzasındaki ülkelerle beraber hidrojen bazlı bir ekonomiye geçmesi gerektiğini vurgulayan Timmermans, Türkiye’nin ilerleyen yıllarda ihtiyacının çok üzerinde miktarlarda hem rüzgârdan hem de güneşten enerji üretmeye başlayacağını söyledi.

“Türkiye bu noktada her zaman pivot (eksen oyuncu) öneme sahiptir.” ifadesini kullanan Frans Timmermans, aynı soruya şu cevabı verdi:

“Gerçekten bu çok önemli. Sebebini söyleyeyim. Birçok alanda tabii ki de kullanabiliriz. Fakat başka yerlerde elektriği yaygın hâle getirmek çözümün bir parçası değil açıkçası. Gelecekte çeliğin yapılması, alüminyumun yapılması, gübrenin kullanılması hidrojen ile sağlanacak. Açıkçası diğer alanlarda da hidrojen çok önemli olacak. Çünkü bizim endüstrimiz için çok önemli. Aynı şekilde hidrojen ile ilgili başka bir şey de söyleyebiliriz. Özellikle Türkiye gibi ülkeler inanılmaz miktarlarda hem rüzgârdan hem de güneşten enerji üretmeye başlayacak. Türkiye’nin ihtiyacından daha fazlasını üretmeye başlayacak. Dolayısıyla da enerjide artık bundan sonra ihraç edilebilecek. Biz bütün bunları başka yerde nasıl yapabiliriz? Evet, kablolarla yapabiliriz bu enerji transferini, ulaşımını sağlayabiliriz. Tabii bu enerjinin aynı zamanda depolanması gerekiyor. Yani burada özellikle bunu depolamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle hidrojen ile bunu çok daha kolay bir şekilde yapılabilecek. Dolayısıyla kilovat saat cinsinden o kadar ucuz olacak ki bu enerji bedeli. Özellikle rüzgârdan ve güneş enerjisinden bahsediyorum. Fosil yakıtlardan çok daha ucuz olacak ve böylelikle özellikle hidrojen çok daha uzak mesafelere sevk edilebilecek. Bu alanda da biz artık ortaklıklar kurmak istiyoruz. Avrupa Birliği olarak bizim kendimizin üreteceğinden çok daha fazlasına ihtiyacımız olacak. Dolayısıyla da biz özellikle Akdeniz Havzasındaki ülkelerle beraber hidrojen bazlı bir ekonomiye geçmemiz gerekiyor. Biz sadece tek bir tedarikçiye bağlı olmamız gerekiyor. Bunu çeşitlendirmemiz gerekiyor. Birçok ülke bunun içerisinde olacak. Aynı zamanda siyaseten de Akdeniz bölgesinde bir siyasi stabilite sağlamamız gerekiyor. Türkiye her zaman burada pivot (eksen oyuncu) öneme sahiptir.”