ATO Başkanı Baran: "Ankara'ya Serbest Ticaret Bölgesi İstiyoruz"
28 Eylül 2023

ATO Başkanı Baran: "Ankara'ya Serbest Ticaret Bölgesi İstiyoruz"

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) 29. Dönem Eylül ayı Olağan Meclis Toplantısının açılışında konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, “Kurulacak olan 5 yeni serbest bölgeden birinin Ankara'ya yapılmasını talep ediyoruz" dedi.

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) 29. Dönem Eylül ayı Olağan Meclis Toplantısı, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın katılımıyla ATO Meclis Salonu'nda yapıldı. ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal'in yönettiği toplantının açılışında konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye’de hâlihazırda 19 adet Serbest Ticaret Bölgesi'nin faaliyet gösterdiğini belirterek, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın bu bölgelere 5 yeni serbest bölge daha ekleneceğine ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Bu serbest bölgelerden birinin Ankara'ya yapılmasını talep ediyoruz" dedi.

Serbest Ticaret Bölgeleri'nin, yabancı yatırımların çekilmesi, ihracata yönelik üretim kapasitesinin geliştirilmesi gibi açılardan büyük faydalar sağladığını dile getiren Baran, "Gerek raylı ulaşım gerek yolların kesişme noktasında olması nedeniyle Türkiye'nin orta yerinde bir bağlantı noktası niteliği taşıyan Ankara, gelişen üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve teknokentleriyle üretim hacmi kadar katma değeri yani niteliğini de artıran bir şehir. Serbest Ticaret Bölgesi'nin Ankara'nın hakkı olduğu kanaatindeyiz" dedi. Baran, Ankara'nın bir Serbest Ticaret Bölgesi'ne kavuşması durumunda sadece Başkent'e değil, çevresindeki il ve bölgelere de fayda sağlayacağını söyledi.

-Şirket Birleşmeleri ve Ortaklık Kültürü Teşvik Edilsin
Türkiye'de ortalama şirket ömrünün 12 yıl olduğunu belirten Baran, yurt dışında şirketlerin ömrünün uzun olmasına dikkat çekti. Bu süreçte şirket birleşmeleri ve ortaklık kültürünün önemini vurgulayan Baran, konuyla ilgili Bakan Bolat'tan teşvik istedi. Baran, "Bizim artık az olsun benim olsun mantığından sıyrılıp, ortaklık kültürünü öğrenmemiz gerekiyor. Türkiye ekonomisinin daha hızlı gelişmesi için de bu şart. İşletmelerin ortaklık yoluyla büyümesini, sermayelerinin güçlenmesini ve ömürlerinin uzamasını sağlayacak yolu bizlere sizin açmanızı talep ediyoruz. Siz yolu açın biz bu yoldan gelelim. Geçiş sürecinde işletmelerimizi destekleyelim" dedi.

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasını ortaya koyan Orta Vadeli Program hazırlanırken Ankara Ticaret Odası'nın da istişare toplantılarına dâhil edildiğini kaydeden Baran, bu süreçte reel sektörün görüşlerinin alınmasının önemli olduğunu vurgulayarak, ekonomi yönetimine teşekkür etti. Baran, "Hem döviz girişini sağlamak, hem ihracatı desteklemek hem de yabancı sermayeye güven verici adımlar atmak konusundaki kararlılığı görüyoruz. Bu çalışmaların karşılığını bulmasını ve en kısa sürede Türkiye ekonomisinin şahlanmasını temenni ediyoruz" dedi.

-KOBİ'lerin Yeşil Dönüşümünde Bilgi ve Finansmana İhtiyacı Var
Avrupa Birliği'nin (AB) Yeşil Mutabakat kapsamında Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'nın deneme sürecini başlatacağı 1 Ekim tarihinin yaklaştığına dikkati çeken ATO Başkanı Baran, Türkiye'de büyük işletmelerin yeşil dönüşüme adaptasyon sürecini başarıyla sürdürdüğünü ve bilinçli bir şekilde hazırlıklarını yaptığını kaydederek, "Ancak Küçük ve Orta Boy İşletmeler yani KOBİ'ler bu dönüşümü sağlamak için hem bilgiye hem de finansmana ihtiyaç duyuyor. Üretimimizin büyük bölümünü üstlenen KOBİ'lerimizin yeşil dönüşüme, karbon emisyonunu azaltmaya geçiş sürecinde desteğe ihtiyaçları var" dedi.
Baran, yeşil dönüşüme uyum sürecinin iyi değerlendirilmesinin Türkiye için önemli fırsatlar ortaya çıkarabileceğini de belirtti.

Baran, Türkiye'nin, coğrafi konum avantajı, dinamik ve esnek üretim yapısıyla küresel ekonominin üreticisi ve tedarikçisi olma yönünde güçlü bir aday olarak ön plana çıktığını belirterek, bunu sağlayabilmek için reel sektörün sorunlarının çözülmesi gerektiğini söyledi. Baran, "İş dünyamızın son dönemde yaşadığı sorunların en başında finansmana erişim geliyor. Finansman ihtiyacı ve enflasyon işletmelerin önünü görmesine engel oluyor" dedi.

İşletmelerin enflasyon nedeniyle yaşadığı zorlu dönemde finansman ihtiyacının da arttığını kaydeden Baran, "Yüksek enflasyon nedeniyle oluşan fiktif karlar, işletmelerimizin vergi yükünü artırırken sermayelerinin erimesine yol açıyor. Bu süreçte 'enflasyon muhasebesi' uygulanması talebini bir kez daha tekrarlamak istiyorum" dedi.

-E-Ticaret ve E-İhracatın Yaygınlaştırılması İçin Destek
Dijitalleşmenin, coğrafi uzaklığı yok sayılabilecek bir hıza getirdiğini kaydeden Baran, bunun önemli bir süreç olduğunu ve bu trendi kaçırmamak gerektiğini söyledi. 2007 yılından bu yana çevrimiçi yani internet üzerinden alışveriş yapan kişi sayısının 2,3 milyar kişiye ulaştığını ve 2021'de 4,9 trilyon dolar olan küresel e-ticaret hacminin ise 2025 yılında 7,3 trilyon dolara ulaşacağının tahmin edildiğini ifade eden Baran, “Bizim şirketlerimizin de bu pazarda yerini alması ve payını artırması gerekiyor. Ankara Ticaret Odası olarak üyelerimizin e-ticarete ve e-ihracata adapte olabilmesi için bir seferberlik başlattık ve hiç e-ticaret yapmamış üyelerimize her türlü desteği ve eğitimi vererek e-ticaret ve e-ihracat yapabilir hale getirdik. Bu çalışmaların tüm işletmelerimizi kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması için desteğinizi talep ediyoruz" dedi.