Uzmanlar kuraklıktan oldukça etkilenen hidroelektrik üretiminden doğan enerji açığını kapatılması için rüzgar ve güneşe yönelmek gerektiğine dikkat çekti.
2018-2022 yılları aylık elektrik üretim verilerinden yola çıkarak Türkiye’nin temiz kaynaklardan elektrik üretimindeki değişimlerin il bazında ortaya koyulduğu bir rapor hazırlandı.
Raporda dikkat çekilen en önemli konu kuraklıktan kaynaklanan değişim oldu. Yapılan değerlendirmelere göre yenilenebilir elektrik kaynaklarında başı çeken hidroelektrik Türkiye için ciddi bir risk oluşturuyor. 2022 yılında Türkiye’deki yenilenebilir elektrik üretiminin yarısı, ağırlıklı olarak doğu illerinde yoğunlaşmış hidroelektrik santrallerinden geldi. Hidroelektrik üretiminde ön sıralarda yer alan Şanlıurfa, Elazığ ve Diyarbakır’da elektrik üretimi 2021 yılında önceki yıla göre 10 TWh (yaklaşık yüzde 39) düşüş gösterdi.
Öte yandan raporda Türkiye’nin kuraklıktan kaynaklanan hidroelektrik açığını pahalı olan ithal doğalgazla kapatmaya çalıştığı bunun yerine rüzgar ve güneş enerjisi kurulumlarının hızlandırılmasının bu riskli bağımlılığı sona erdireceği vurgusu yapıldı. Çoğunlukla Orta Anadolu, Akdeniz ve batı illerinde kurulu olan hidroelektrik harici yenilenebilir santralleri ise 2018-2022 yılları arasında temiz elektrik üretimindeki artışın yüzde 79’unu oluşturdu.
Aydın ve İzmir, temiz kaynaklardan sırasıyla 8 TWh ve 7 TWh elektrik üreterek 2022 yılında ülkenin en büyük iki yenilenebilir enerji üreticisi haline geldi. Türkiye’nin orta kesiminde yer alan ve güneş açısından zengin bir il olan Konya, yüzde 72’si güneşten gelen 4 TWh ile aynı yıl yenilenebilir elektrik üretiminde ilk 10’a girdi.
Raporda Türkiye’nin son beş yılda rüzgar ve güneş enerjisi alanında kayda değer bir ilerleme gösterdiği ifade edilirken potansiyel ve gerçekleşen güneş enerjisi üretimi arasında bir uyuşmazlığa da dikkat çekildi. Türkiye’nin yılda 3-4 GW ilave güneş enerjisi kapasitesi hedefine ulaşabilmek için, yeterince kullanılmayan güney ve güneydoğu illerinde güneş enerjisine yönelmesi gerektiği ifade edildi.
Diğer taraftan öz tüketime yönelik lisanssız güneş enerjisi projeleri, Türkiye’de güneş enerjisindeki büyümenin itici gücü oldu. 2022 yılında Türkiye’deki toplam güneş enerjisi üretiminin yüzde 78’i lisanssız santrallerden geldi. Mayıs 2021’de yapılan yeni düzenleme ile üretim tesislerinin tüketim noktasında olması zorunluluğu kaldırılarak üreticilere santrallerini aynı dağıtım bölgesi içinde uygun bir araziye kurma hakkı tanınmıştı. Bu düzenlemeden sonra 2021’de 1,2 GW olan yıllık lisanssız güneş enerjisi kapasitesi başvurularında 2022’de 6 GW’ye çıkarak beş kat artış gerçekleşti.