İSO Mart Ayı Meclis Toplantısında İhracatın Önündeki Risk ve Fırsatlar Konuşuldu
30 Mart 2023

İSO Mart Ayı Meclis Toplantısında İhracatın Önündeki Risk ve Fırsatlar Konuşuldu

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) mart ayı olağan Meclis toplantısı “Küresel ve Bölgesel Gelişmelerin Işığında İhracatımızın Önündeki Risk ve Fırsatlar” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.

İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz’ın başkanlığında, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıya İhracatı Geliştirme A.Ş. Genel Müdürü Kasım Akdeniz konuk olarak katılarak ihracat gündemine ilişkin değerlendirmede bulundu. İSO mart ayı olağan meclis toplantısına İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve basın mensupları katıldı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, meclis gündemine ilişkin yaptığı konuşmada dünya çapında bir süredir ABD ve Avrupa odaklı finansal stres yaşadığına dikkat çekerek “Temel sorun, uzun yıllar düşük faize alışık ABD ve Avrupa bankacılık sisteminin, faizler kısa sürede yüzde 4,5-5 bandına gelince zorlanıyor olmasıdır. Faizlerin düşük olduğu dönemde elinde düşük faizli tahviller bulunduran bankalar, faizlerin yükselmesiyle kayıplar yaşıyor. Türkiye’de de benzer bir durumun yaşanmaması için dikkatli olmalıyız. Küresel ticari ilişkilerin de çok daha karmaşık hale geldiği bir süreçte Türkiye için riskler fırsatlara göre biraz daha ağır basıyor” dedi.

Dünya genelinde “iktisadi milliyetçiliğin” yükseldiği bir sürece tanıklık edildiğini belirten Bahçıvan şu değerlendirmede bulundu:

“Küresel pazarın daha parçalı ve ticari ilişkilerin de çok daha karmaşık hale geldiği bir süreçte, Türkiye nasıl bir yol haritası izleyecek? Son dönemde ülkemiz açısından riskler fırsatlara göre biraz daha ağır basıyor. Küresel büyüme, yavaşlama eğilimine girdi. Ukrayna savaşıyla artan belirsizlikler, gıda ve enerjideki fiyat şokları Avrupa’da üretim maliyetlerini artırdı, tüketicilerin alım gücüne ve ekonomik güvene zarar verdi. Çekirdek enflasyonda katılık sinyalleri dikkat çekiyor. 2023’te büyümenin geçen yıla göre yavaş olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Son aylarda Çin’deki yeniden açılma ve tedarik sorunlarındaki hafiflemenin de etkisiyle küresel nakliye fiyatları geri çekildi ve bu Türkiye’nin yakın pazarlardaki göreli navlun avantajını zayıflattı. Yine dolar/TL kurunun yatay seyrine rağmen enflasyonun yüksek kalması ve bunun Türk lirasında yol açtığı reel değerlenme, dış rekabette önemli bir zorluk haline geldi. Özellikle enerji ve emek-yoğun sektörlerde artan maliyetlere rağmen uluslararası rekabetin fiyatlara çektiği doğal üst sınır, sanayicilerimizi kârdan fedakarlık yapmaya zorluyor. Bu zorluk, KOBİ’ler için çok daha ciddi boyutlarda. Tüm bunların yanı sıra, iç talebin güçlü seyri ve TL’deki reel değerlenme son aylarda ithalatı körüklüyor. Bu da cari açığın artmasına katkıda bulunuyor.”

Bu konuşmanın ardından kürsüye Meclis konuğu İhracatı Geliştirme A.Ş. Genel Müdürü Kasım Akdeniz geldi. Dünyadaki tüm ekonomi modellerinin temel amacının ülke refahını artırmak, daha fazla üreterek büyümeyi artırmak ve sürdürülebilir kalkınma sağlamak olduğunun altını çizen Akdeniz, bu formülün işleyebilmesi için yeni yatırımlara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Türkiye özelinde geleneksel olarak finansman sorununa sahip olunduğuna vurgu yapan Akdeniz, İSO 500 listesinde yer alan şirketlerinin kaynak dağılımına bakıldığında sadece yüzde 30’unun özkaynak, kalan yüzde 70’in ise yabancı kaynak olduğunun altını çizdi. Kaynak çeşitliliğinin azlığına dikkat çeken Akdeniz, geleneksel olarak firmalarımızın ana kaynağının banka kredileri olduğuna söyledi. Bankaların kredi modellemesinin de teminat üzerine kurulu olduğuna değinen Akdeniz, firmaların teminat verebildiği ölçüde krediye erişebilmesinin bir problem olduğunu vurguladı.

Ülke kalkınmasında en önemli iki unsurun ihracat ve KOBİ’ler olduğunun altını çizen Akdeniz, sürdürülebilir kalkınma için üretilen malın yurtiçinden çok yurtdışına ihraç edilmesinin gerektiğinin ve bu ihracatın içerisinde KOBİ’lerin payının artırılmasının en önemli unsur olduğunu söyledi. İhracatta finansmana erişim konusunun sürdürülebilir büyüme açısından çok kritik olduğunu belirten Akdeniz, İGE’nin kuruluş amacının ihracatçının ihtiyacı olduğu krediye erişebilmesi olduğunu aktardı. Akdeniz, İGE’nin motivasyonunun bankacılık sektörü içeresinde kullanılan toplam kredi miktarı içerisinde ihracatın payını artırmak ve ihracatın içerisinde de KOBİ’lerin payını artırmak olduğun altını çizdi. İGE’nin ihracatçı lehine kredi olanağı sağlayarak bankaların üzerindeki riski azaltarak banka fonlarının ihracat finansmanına plase edilmesine yardımcı olduğunu söyledi. Aralık 2022 tarihinde itibaren ihracatçı firmalar finansman sağladıklarını belirten Akdeniz, 4 milyar TL’nin üzerinde sermaye ile çalışmalarını sürdürdüklerini ve TİM ile Eximbank’ın kurucu ortaklar olduğunu söyledi.

İGE kredi sisteminin kefalet modeli ile çalıştığını anlatan Akdeniz, 2 ana kaynaklarının öz kaynak kefaletler ve hazine kefaletleri olduğunu belirtti. Oluşturdukları kredi paketlerinde KOBİ’ler için üst limitin 15 milyon TL, KOBİ üstü için ise 30 milyon TL limit belirlediklerini aktaran Akdeniz, yakın zamanda hayata geçirmeye hazırlandıkları İGE Kefalet Portalı sayesinde firmalar ile en yoğun kredi teklifi veren bankaları bir araya getirerek finansmana erişim konusunun hızlandırmayı amaçladıklarını söyledi.