İstanbul Sanayi Odası
(İSO) Meclisi’nin mayıs ayı olağan toplantısı, “Yeni Bir Perspektifle
Üniversite-Sanayi İşbirliğini Düşünmenin Üretim Hayatımız ve Ekonomik Gelişme
Açısından Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, meclis gündemine ilişkin yaptığı açılış konuşmasında, dört yıl içinde her dört meslekten birine ihtiyacın azalacağına dikkat çekerek “Yapay zeka, sürdürülebilirlik, bilgi güvenliği ve dijital dönüşüm alanındaki uzmanlığa duyulan ilgi ve ihtiyaç artarken kimi mesleklerin iş sahası giderek daralacak. Bu hızlı değişime uyum, kaçınılmaz bir gerçek. Bu da üniversite ile sanayinin ne kadar yakın temas halinde olması gerektiğini ortaya koyuyor. Ülkemizde üniversite-sanayi iş birliği maalesef arzu edilen seviyede değil” dedi.
İSO’nun eğitime ve üniversite-sanayi iş birliğine her zaman çok büyük değer verdiğini hatırlatan Bahçıvan “Dünyadaki ekonomik rekabet, daha zorlu bir hale geldi. Bu yıpratıcı mücadele ortamında yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısına sahip olmak zorundayız. Bunun için yenilikçilik ve girişimciliğin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliği de kritik önem taşıyor. Hepimize bu konuda büyük bir görev düşüyor. Daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yok; artık somut adımlar atma zamanı. Devlet, üniversite ve biz sanayiciler el ele verip, var olan ezberleri bozarak eskisinden çok farklı yeni bir süreç başlatmalıyız” çağrısında bulundu.
Dünya Bankası verilerine göre yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerin toplam imalat sanayi ihracatındaki payının Türkiye’de yüzde 3 olduğuna, buna karşılık bu oranın Malezya’da yüzde 52, Vietnam’da yüzde 42, Güney Kore’de yüzde 36, Çin ve İsrail’de ise yüzde 30 seviyesinde olduğuna işaret eden Bahçıvan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Sanayimizin rekabet üstünlüğü için küresel ölçekte düşünmesi, özgün teknolojiler geliştirmesi, gelişen teknolojileri kullanması ve katma değeri yüksek ürünler üretmesi artık bir zorunluluk. Bunu başarmanın en önemli yollarından biri de inovasyon zincirinin en önemli halkalarından biri olan üniversite sanayi iş birliği. Üniversitelerde yürütülen bilimsel araştırmaların, geliştirilen teknolojilerin, yetişmiş insan gücünün ve girişimcilik yaklaşımının sanayiye transferi ile sanayinin AR-GE ve inovasyon süreçleri hızlanıyor. İnanıyoruz ki, üniversiteler ile sanayimizin birbirini destekler nitelikte, etkin, verimli ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesi, ülkemizin katma değerli üretim ve ihracat temelinde kalkınmasında büyük rol üstlenecek. Bunun gerçekleşebilmesi için üniversite ve sanayinin gelişen koşullar doğrultusunda iş yapma modellerinin de değişmesi gerekiyor.”