“TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Eğitim
Programları” Akdeniz Bölgesi ile devam etti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM), ihracatçıları, üreticileri ve girişimcileri, Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik süreçlerine ilişkin bilgilendirmek amacıyla Türkiye'nin 7 bölgesine yönelik düzenlediği “TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Eğitim Programları”nın beşincisi Akdeniz özelinde gerçekleştirildi. 24 TV Haber Müdürü İbrahim Güneş'in moderatörlüğünde çevrim içi olarak düzenlenen programın açılışına TİM Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Refik Onur Kılıçer ve Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan katıldı.
“Yeşil dönüşüm için finansmana erişim kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor”
Programın açılışında konuşma gerçekleştiren TİM Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, TİM olarak yeşil dönüşümde Türk ihracatçılarına liderlik yaparak, bilgilendirmeye ve tüm paydaşlarla birlikte çözüm üretmeye devam ettiklerini belirtti.
Yeşil dönüşüm konusundaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Celep, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu noktada ihracatçılarımızı en çok Avrupa Yeşil Mutabakatı ilgilendiriyor. Bildiğiniz üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, 1 Ekim itibariyle yürürlüğe girecek. Bu sebeple, en büyük pazarımız Avrupa Birliği olduğundan mutabakatın gerekliliklerine uymak durumundayız. Yeşil dönüşüm konusunda rakibimiz olan birçok ülkeden daha iyi konumdayız. Bu süreci ülkemiz ve ihracat ailemiz için fırsata çevirebiliriz. Coğrafi yakınlığımızın yanı sıra yeşil dönüşümde hızlı davranarak Avrupa pazarında mevcut payımızı daha da artırabiliriz.”
Yeşil Dönüşüm açısından finansmana erişimin en önemli konu olarak önlerinde durduğunu ifade eden Celep, bu süreçte ihracatçıların yeşil finansman olanaklarından azami ölçüde faydalanmalarını sağlamak amacıyla harekete geçtiklerini aktardı. İlgili tüm kurumlarla Yeşil Dönüşümün Finansmanı toplantılarını gerçekleştirdiklerini bildiren Celep, “IPA 3 kapsamında hazırladığımız 'Sürdürülebilir Endüstri Dönüşümü Kilit Sektörlerinin Desteklenmesi' projemiz de Avrupa Komisyonu tarafından fonlanacak. Firmalarımızın dönüşüme yönelik fon kaynaklarına erişimlerini kolaylaştıracak projeleri destekliyoruz. İhracatçılarımızın bu fonlardan istifade etmeleri için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
“46 ayrı seminerde 6.800'ü aşkın katılımcıya Avrupa Yeşil Mutabakatı'na ilişkin farkındalık eğitimleri verdik”
Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Refik Onur Kılıçer ise AKİB olarak ana hedeflerinin yeni üyelerinin ihracat pazarında daha etkili olmalarını sağlamak ve ihracat yapmayan ya da ihracat potansiyelini yeterince değerlendiremeyen KOBİ'leri ihracat ailesine kazandırmak olduğunu ifade etti.
Kurum olarak çeşitli hizmetlerinin yanı sıra 'Birlik'te İhracat Projesi' gibi pek çok projeyi sürdürmekte olduklarını belirten Kılıçer, şöyle devam etti:
“Bunun yanında Avrupa Yeşil Mutabakatı'na yönelik farkındalığı artırmak ve yeşil dönüşüm konu başlıklarında üyelerimizi bilgilendirmek amacıyla 'Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Mutabakata Uyum Sürecine Hazırlık' konusunda kurumsal kapasitenin geliştirilmesi eğitimleri projesini hayata geçirdik. 25 binden fazla ihracatçımızın bulunduğu birlik bünyemizde firmalarımızın çoğunluğu KOBİ'lerden oluşmaktadır. Bu konudaki farkındalığı arttırmak sürdürülebilir ihracat potansiyelimizi yükseltmek adına önem taşıyor. Bu sebeple eğitim faaliyetleri bizim için bu kadar önem taşırken geçen yıl 46 ayrı seminerde 6.800'ü aşkın katılımcıya Avrupa Yeşil Mutabakatı'na ilişkin farkındalık eğitimleri verdik.”
Avrupa Yeşil Mutabakatı'na ve Paris İklim Anlaşması kriterlerine uygun şekilde sürdürülebilir üretimi arttırmak için atılan adımların son derece önemli olduğunu vurgulayan Kılıçer, “Bu bilinç ile yürüttüğümüz çalışmalarda, yeşil dönüşüm yatırımlarında ihracatçı firmalara yönelik teşvik mekanizmalarına ve desteklerine ilişkin taleplerin hayata geçirilmesi için ilgili bakanlıklar ve kurumlar arasında köprü görevini yürütüyoruz” dedi.
Karbon ayak izi ile su ayak izini azaltmaya yönelik girişimlerin ve geri dönüşüm yatırımlarının, bütünsellik içinde ele alınmasının gerekliliğine dikkat çeken Kılıçer, “Bu alanlarda da yeni teşvik ve destekler sağlanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda demir-çelik ile çimento sektörleri öncelikli sektörler arasında yer alıyor ancak KOBİ'lerin de bu tür teşviklere ihtiyacı olduğunu belirtmek istiyorum” diye konuştu.
“Gümrük birliğine zarar vermemek ve ihracat avantajımızı kaybetmemek için hepimizin çok dikkatli ve planlı gitmesi gerekiyor”
Programın bir diğer açılış konuşmacısı olan Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, yeşil dönüşümün günümüzde uluslararası siyasetin ve küresel ekonominin en belirleyici unsurlarından biri haline geldiğini ifade etti.
AB tarafından 2019 yılında hazırlanan AB Yeşil Mutabakatı'nın takip edilmesi gereken önemli bir süreç olduğunu belirten Özcan, şöyle devam etti:
“Paris Anlaşması akabinde Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu 2053 yılında karbon sıfır ülke olma hedefi doğrultusunda ilerliyoruz. Bu açıdan yerine getirmemiz gereken hedefler ve çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi sınırda karbon düzenlemesi. Bu çok önemli ve değerli bir çalışma. Emisyon ticaret sistemine geçilmesine yönelik pilot uygulama 2024 yılında başlıyor. Bütün bunlar ekonomimiz açısından çok önemli olan Türkiye-AB Gümrük Birliği'nin işleyişine etki edecek unsurlar. Hem gümrük birliğine zarar vermemek hem de ihracat avantajımızı kaybetmemek için hepimizin çok dikkatli ve planlı gitmesi gerekiyor. Bakanlıklarımız tarafından çok farklı planlar ve stratejiler hazırlanıyor. Ticaret Bakanlığımız tarafından Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın hayata geçirilmesi ile ilgili ortaya konulmuş bir eylem planı var. Tüm kurumlarımız gibi ihracatçı birliklerimiz de buna katkı vermeye çalışıyor.”
Türkiye'nin en büyük 6'ncı ticaret ortağı olması dolayısıyla AB ile ilişkilerin önemli ve değerli olduğunu, bu nedenle yeşil mutabakat sürecinde atılacak her adımın son derece önem arz ettiğini vurgulayan Özcan, “Buradaki en önemli unsurların başında yeşil finansman geliyor. Yeşil finansman açısından farklı fon kaynaklarının olduğunu ifade etmemiz lazım. AB'nin Türkiye'ye sağladığı fonların özellikle sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm açısından kullanılmaları gerçekten önem arz ediyor” diye konuştu.
Yeşil dönüşüm ve yeşil mutabakat hedefleri doğrultusunda Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) yoluyla Türkiye'ye sağlanan mali kaynak yardımlar, hazırlıkları yapılan planlar, uygulanan projeler ve finansman kaynakları konularında katılımcılara bilgilendirmelerde bulunan Özcan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bizler sadece firmalara yönelik değil, iş dünyasını temsil eden kuruluşların da bu alanlarda projeler yapabilmesi noktasında imkânları oluşturmaya gayret gösteriyoruz. O yüzden IPA'nın 2021-2027 döneminde Akdeniz havzasındaki 15 ülkeyi kapsayan 'Akdeniz Havzasında Sınır Ötesi İş Birliği Programı'na dâhil olduk. Bu program yaklaşık 250 milyon avroluk bir bütçeye sahip. Program kapsamında 5 proje çağrısı olacak. Hatay'dan başlayıp Edirne'ye kadar uzanan Akdeniz ve Ege sahillerindeki şehirlerimizin kuruluşların, ihracatçı birliklerinin, organize sanayi bölgelerinin, odaların, üniversitelerin, yerel yönetimlerin, derneklerin, vakıfların başvuru yapabileceği bir program. Bu programın teklif çağrısı ise eylül ayında sonunda olacak. Biz bununla ilgili Türkiye'nin farklı şehirlerde bilgilendirme toplantısı yaptık. Bunun için yine Antalya'ya geleceğiz. Akdeniz İhracatçı Birlikleri'mizin bu kapsamda önemli bir aktör olduğunu düşünüyorum.”