"TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği
Eğitim Programları” Karadeniz Bölgesi ile devam etti.
İhracatçıları, üreticileri ve girişimcileri Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik sürecine ilişkin bilgilendirmek amacıyla düzenlenen “TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Eğitim Programları”nın dördüncüsü Karadeniz özelinde gerçekleştirildi.
Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü ve Yazarı Vahap Munyar moderatörlüğünde çevrim içi olarak düzenlenen programın açılışına TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Ticaret Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu ve Karadeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Hasan Osman Sabır katıldı. Açılış konuşmalarından sonra katılımcılara, “Çevre ve İklim Değişikliği Alanında Bakanlık Uygulama ve Destek Programları” ile “Sektörel İyi Uygulama Örnekleri” konularında bilgiler aktarıldı. Eğitim programının öğleden sonraki bölümünde ise “İhracatçı Firmalar için Sera Gazı Hesaplaması”, “Fındık Sektörü Özelinde Karbon Ayak İzi Hesaplaması” ve “İklim Değişikliğinin Tarımsal Üretime Etkileri” başlıkları ele alındı.
“Yeşil dönüşüm konusunda rakibimiz olan birçok ülkeden daha iyi konumdayız”
Açılış programında konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, TİM olarak ihracatı ve ihracatçıyı ilgilendiren her konuyu gündemlerinde tutmaya devam ettiklerini, sürdürülebilirliğin bu anlamda en önemli başlıklarından birini oluşturduğunu ifade etti.
Dünya kaynaklarının sınırlı ve artan nüfus nedeniyle hızla tükendiğini dile getiren Gültepe, şöyle devam etti:
“Dahası dünyamız telafisi olmayacak bir şekilde kirleniyor. Sorumsuz üretim ve tüketim anlayışı ne yazık ki ekosisteme büyük zarar verdi. Sınırlı kaynaklar, sınırsız talebe cevap vermekte yetersiz kaldı. Özellikle bugünün gelişmiş ekonomilerin üretim ve tüketim hırsı dünyamızı bu noktaya getirdi. Küreselleşmeyle beraber tüm insanlık bu tüketim çılgınlığının bir parçası oldu. Şimdi gidişata 'dur' diyebilmek için küresel ölçekte çalışmalar var. Bu konuda bizi en çok Avrupa Yeşil Mutabakatı ilgilendiriyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050'ye kadar karbon sıfır bir Avrupa hedefliyor. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmamakla birlikte Yeşil Mutabakata uymak durumundayız. Çünkü en büyük pazarımız Avrupa Birliği. Toplam ihracatımızın yüzde 45'e yakınını AB ülkelerine yapıyoruz. Yeşil dönüşüm konusunda rakibimiz olan birçok ülkeden daha iyi konumdayız. Bu süreci ülkemiz ve ihracat ailemiz için fırsata çevirebiliriz.”
Mayıs ayında 5 sektörün eylem planları açıklanacak
Coğrafi yakınlığın yanı sıra yeşil dönüşümde de hızlı davranarak Avrupa pazarında Türkiye'nin payını artırabileceklerini söyleyen Gültepe, TİM olarak bütün çalışmaları bu bilinçle yaptıklarını vurguladı. Yeşil dönüşüm konusunda ihracat ailesine rehberlik ettiklerini belirten Gültepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyayı tüketmeden dünya için üretmek mottosuyla Sürdürülebilirlik Eylem Planımızı 2021 yılında kamuoyuyla paylaştık. Bu kapsamda TİM Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Komitemizi kurduk. Dönüşüm sürecinde Ticaret Bakanlığımız ile sektörlerimiz arasında köprü olduk. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni imzaladık. Alo TİM Yeşil Hattımızı oluşturduk. İhracatçı birliklerimizle beraber sektörel eylem planlarımızı tamamlıyoruz. Bugüne kadar tekstil, tarım ve hayvancılık, hazır giyim, makine ve otomotiv sektörlerimizin eylem planlarını kamuoyuyla paylaştık. Bu ay kimya, elektronik, demir-çelik, maden ve mücevher sektörlerimizin eylem planlarını açıklayacağız. Böylece 20 sektörümüzün eylem planları tamamlanmış olacak. Diğer yedi sektörümüz de eylem planlarını yıl sonuna kadar açıklayacaklar.”
“Firmalarımızın dönüşüme yönelik fon kaynaklarına erişimlerini kolaylaştıracak projeleri destekliyoruz”
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, 'Yeşil Dönüşüm' için finansmana erişimin en önemli konu olduğunu ve 30 yıl içinde tüm dünyada sıfır karbon ekonomisine ulaşmak için yılda ortalama 3,5 trilyon dolarlık yatırım yapmak gerektiğini, bu nedenle finansmana erişim kaynaklarının çeşitlendirilmesinin önem taşıdığını dile getirdi.
“Yeşil dönüşüme yönelik somut adımlar arttıkça uluslararası finansman imkânları da artacak”
Sürdürülebilir ihracatı seferberlik haline dönüştürüp, üyelerini bilgilendirmek amacıyla yaptığı etkin programlardan dolayı TİM Başkanı Mustafa Gültepe'yi ve TİM'i tebrik eden Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, dünya genelinde iklim değişikliğinin etkilerinin bertaraf edilmesi için yürütülen çalışmaların artık sürdürülebilir kalkınma hedefini küresel bir seferberliğe dönüştürdüğünü vurguladı.
Yeşil dönüşümle birlikte sanayinin yeni bir devrim sürecine girmiş olduğunu belirten Tuzcu, “Bu dönemde tüm uluslararası ticaret kuralları bu eksende yeniden ele alınmaya başladı. İhracatımızın yüzde 41'ini gerçekleştirdiğimiz, en önemli ticaret partnerimiz AB tarafından bu küresel çabalara öncülük ediliyor. ABD, Çin ve diğer gelişme yolundaki ülkelerin de başta Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) olmak üzere karbon fiyatlama düzenlemeleri ve sürdürülebilir üretim alanlarında ciddi düzenlemeler yapmaya başladıklarını gözlemliyoruz. Bu gelişmeler bizlere yeşil dönüşüm sürecinin sadece iklim politikalarının değil ekonomik büyüme sürecinin de en önemli aracı olduğunu gösteriyor” dedi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında en fazla öne çıkan hususların başında sınırda karbon düzenleme mekanizmasının geldiğini ifade eden Tuzcu, “Bu kapsamda sınırda karbon düzenleme mekanizması mevzuat taslağının yasalaşma sürecinde son aşamaya gelindi. Bu düzenlemenin ülkemiz ihracatına olumsuz etkilerini bertaraf etmek önceliğimiz. Bununla birlikte gümrük birliğinden kaynaklanan haklarımızın korunması ve ulusal karbon fiyatlandırma mekanizmasının oluşturulması konusunda da ihtisas çalışma grupları nezdinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda ulusal emisyon ticaret sisteminin kurulması için çalışma yapıldığını ve bu konuda belli bir aşamaya gelindiğini aktaran Tuzcu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Buna ilaveten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız da alüminyum, çelik, çimento ve gübre sektörlerinde düşük karbonlu üretime geçişe ilişkin yol haritası oluşturuyor. Sınırda karbon düzenleme uygulamasının başlatılmasıyla birlikte bizler de eğitim programlarımızı Avrupa Komisyonu ile işbirliği içerisinde başlatıyoruz. Bu kapsamda ihracatçı birliklerimizin koordinasyonunda yardım masaları kuruyoruz. İhracattaki dönüşüme taraf olacak sektörlerimizin hızlıca bu sürece adapte olması için çalışıyor olacağız.”
Yeşil dönüşüm kapsamında stratejik sektörlere yatırımları arttırmayı, devlet yardımı süreçlerini kolaylaştırmayı ve yenilenebilir enerjideki kapasiteyi arttırmayı hedef olarak belirlediklerini belirten Tuzcu, şöyle devam etti:
“Bununla ilgili olarak sanayi politikalarımızı daha da iyileştirmemizin gerektiğinin farkındayız. Çok hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Sadece kamu kurumlarının değil üniversitelerin, STK'ların ve bilimsel kuruluşların bu süreçte rol alması gerekiyor. Elbette iklim değişikliği ile mücadele ederken bu yatırımları finansmansız yapamayız. Eylem planı kapsamında ülkemizin ilgili kurumlarıyla birlikte finansmana erişim alanında çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin yeşil dönüşüme yönelik somut adımları arttıkça uluslararası finansman imkânlarının da artacağını düşünüyoruz. Buna yönelik çalışmalarımızı bakanlıklarımız ve sektörlerimiz ile işbirliği içinde sürdüreceğiz.”
“Firmalarımızın AB müktesebatına uyum sağlayarak yeşil dönüşümlerini hayata geçirmeleri gerekiyor”
Karadeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Hasan Osman Sabır ise yaptığı konuşmada iklim krizinin derinden hissedildiği günümüzde sürdürülebilir üretimin tüm sektörlerin ticari ilişkilerini etkileyen çok geniş ölçekli bir kavrama dönüştüğünü dile getirdi. Bu kavramın ilerleyen yıllarda hayatın her alanını şekillendireceğini söyleyen Sabır, bu durumun en somut örneğini ise 'AB Yeşil Mutabakat Eylem Planı' sürecinde gözlemlediklerini belirtti.
Avrupa Birliği'nin (AB), 2050 yılı itibariyle karbon nötr kıta olma hedefi doğrultusunda eylem planını 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığını ve tüm sektörleri kapsayacak şekilde bir dönüşüm başlattığını aktaran Sabır, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu dönüşüm ile sürdürülebilirlik konusu tüm sektörlerin önceliği haline geldi. Bu bağlamda sınırda karbon düzenlemesi mekanizması adı altında AB tarafından karbon azaltımı mekanizmalarında kullanılacak maliyetin, bu maliyete katlanmak istemeyen ülkelerden ihraç edilecek ürünlere yansıtılması şeklinde özendirici bir vergi mekanizması oluşturuldu. Sınırda karbon düzenleme mekanizması öncelikli olarak demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen sektörlerinde hayata geçirilecek olsa da ilerleyen dönemlerde diğer sektörleri de kapsayabileceği göz ardı edilmemelidir. Öte yandan karbon düzenlemesinin yanı sıra AB tarafından sürdürülebilir ürün inisiyatifi, yeşil ve döngüsel ekonomi, temiz enerji, sürdürülebilir yeşil tarım gibi yeşil dönüşüme yönelik çeşitli diğer politikalar da hayata geçirilmektedir. Bu bilgiler ışığında tüm sektörlerde faaliyet gösteren firmalarımızın AB müktesebatına uyum sağlayarak temiz enerjiye geçiş, döngüsel ekonomi, atık yönetimi başta olmak üzere yeşil dönüşümlerini hayata geçirmeleri gerekiyor.”