02 Mayıs 2023
Türk Doğal Taş Sektörü Karbon Nötr Olma Hedefinde
Türk doğal taş sektörü Yeşil Mutabakat’a uyumu ve “Karbonsuz Ekonomiye Geçiş” hedefleri doğrultusunda çalışmalarına başladı.
Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği'nin (AB) 2050'de karbon nötr olma hedefiyle karbon salımı yüksek ürünlere vergilendirme yaparak uygulamaya koyacağı Yeşil Mutabakat, ilk aşamada inşaat sektöründe çok fazla kullanılan çimento, demir-çelik, alüminyum gibi sektörleri etkilediği için doğal taş sektöründe de kapsamlı bir değişimi gerektiriyor.
Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük fuarlarından biri İzmir Marble Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı kapsamında “Doğal taş Sektöründe Sürdürülebilirlik Çevresel Ürün Bildirimi” semineri ve “Avustralya’daki Fırsatlar, İş Yapma Kültürü ve Doğal taş Sektöründeki Önemli Yasal ve Ticari Gelişmeler” seminerleri düzenlendi.
Seminerde Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük 16’ıncı ithalatçısı konumunda olan Avustralya ile ilgili bilgi verilerek Avustralya’nın İşçi haklarını çok önemsediğine; eşitlik, sosyal uygunluk, çevre dostu üretim ve sürdürülebilirlik konularının öncelikleri olduğuna dikkat çekildi.
Dünya Doğal Taş Birliği (Wonasa) Direktörü Anil Taneja: “Sürdürülebilirlik nesilden nesile zarar vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Her zaman çevik ve son derece esnek olması gereken bir çağda yaşıyoruz. Bazı ülkelerde, özellikle Kuzey ve Batı Avrupa'da, ABD'de projelerde EPD belgeleri yani sürdürülebilirlik kriterleri belirleyici hale gelmeye başladı. Yeni uygulamalar, yeni nesil doğal taş endüstrisi için büyümenin motoru olabilir.” dedi.
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Dünyadaki emisyonların üçte biri inşaat sektöründen geliyor. İnşaat sektöründe kullanılan çimento, demir çelik gibi birçok ürünün/malzemelerin karbon ayak izlerinin düşürülmesi için ciddi çalışma yapılıyor. Bu Yeşil Mutabakat ile zorunlu hale gelmeye başladı. Regülasyonlar çimento, demir çelik, alüminyum gibi büyük kalemlerden başladı. İnşaatta çok kullanılan doğal taşa da regülasyonlar gelecek, ayak seslerini duyuyoruz. Bir binanın gümüş altın sertifika alması için kullanılan her malzemenin Çevresel Ürün Beyanı (Environmental Product Declarations, EPD) aranacaktır. Önümüzdeki yıllarda zorunlu hale gelecek. Türk doğal taş sektörü olarak ne kadar önceden hazırlıklı olursak bir adım öne geçeriz.” dedi.
Türkiye’nin fosil yakıtları azalttığında olumlu gelişmelerle karşılaşacağını vurgulayan Alimoğlu önümüzdeki dönemde dünyada karbon ayak izi piyasasının kurulacağını belirtti. Sınırda Karbon Vergisi Mekanizmasıyla her ürün için eşik değerler olacağını aktaran Alimoğlu “Avrupalı ithalatçılar her üründe karbon ayak izine bakacak, eşik değerin üstündeyseniz ihracatçılarımız bedel ödeyecek. Dolayısıyla bir karbon piyasası ve ticaret kapısı oluşacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Efe Nalbantoğlu, “Son yıllarda dünyada ticaret sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekilleniyor. Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik ilkeleri firmaların stratejilerinin odağında konumlanıyor. Söz konusu değişim ve dönüşümden doğal taş sektörünün etkilenmemesi elbette düşünülemezdi. Her ne kadar doğal taş üretim süreçleri açısından incelendiğinde karbon ayak izi ve su kullanımı nispeten düşük olsa da ürünler ve üretim süreçlerinin çevre dostu pratiklerle zenginleştirilmesi önem arz ediyor. Sektöre yol göstermek adına Doğal Taşta Sürdürülebilirlik Kılavuzunu yakın zamanda çevirdik.” diye konuştu.